DARBE Mİ AKIL, TUTULMASI MI?
ALİ İHSAN TOSUN
Orduda, emniyette, milli eğitimde,
maliyede!... Hemen her kurumda Fethullahçı
yapının olduğunu biliyoruz. Ama hiç kimse böyle bir 'kalkışmaya' cesaret edebileceklerini tahmin bile edemiyordu. Bu ya
bir 'cahil cesareti' ya da bir 'akil tutulması' olabilirdi. Öyle de
oldu: Akil tutulması!... Çünkü!...
***
Uzun sure önce!... Arkadaş, eş, dost sohbetlerinde!... İlginç bir çıkarımda
bulunmuştum!... 'Türkiye’nin başındaki
en büyük tehlike Fethullahçı yapılanmadır, demiştim!... Çünkü!..
***
Yine uzun bir süre önce!... Bir
kız çocuğunun ‘Ablalar’dan alıp
okuduğu bir roman!... İlgimi çekti, ben de
okudum, an itibariyle adını ve yazarını unuttuğum bir roman.
Romanda güzel bir ‘algı yöntemi’
kullanılmış, küçücük beyinleri etkileyen. Hem de hadisi kendi çıkarlarına göre çarpıtarak!... Dehşete kapıldım,
nasıl olur diye? Din adına yola çıkmış, dine hizmet ettiğini düşünen bir
oluşum. Ama hangi dine? (hâşa) Uğruna birçoğunun, bileziklerini çoluk çocuğunu düşünmeden
çıkarıp verdiği bir oluşum!...
Burada o cemaatte yer alan saf, temiz Müslümanları tenzih ederim.
***
Romanda geçen olayları kısaca özetlersek: İstanbul’da Üniversitede okuyan bir genç kız!... Dindar, kültürlü!...
Tatilde Anadolu’nun ücra bir köşesinde bir köye gelir. Belki de aynı köyden…
Buradaki köylü kızlar da saf,
temiz, dindar kızlar. Ama ne ki, dinimizin kurallarını çok iyi bilmiyorlar. Bu
konuda yetersizler!...
Üniversiteli kültürlü kız, köylü kızları dini konuda eğitir!... Acaba
nasıl? Köylü kızlardan ise oya, nakış gibi işleme öğrenir. Yani bir nevi güzel
bir alış veriş!... Bir şeyler öğretirken bir şeyler öğreniyor. Belli ki hiç ihtiyacı
olmadığı halde sırf iyi bir iletişim kurmak için!...
Olay malum yıllarda geçer.
‘İrtica’ bahanesiyle karakola şikâyet edilir. Jandarma arabasına bindirilirler.
Köylü kızlar ve üniversiteli kız
Jandarma arabasıyla karakola götürülürken tesadüf bu ya bir çeşmenin başında su
içmek için dururlar. Jandarmalar iner. Üniversiteli kız bir hadisten bahseder:
‘’Yöneticileriniz zalim ise % 40’a ulaştığınızda isyan edebilirsiniz’, diye.
Sonra; ‘’4 kişi biz varız. Şu
asker de dindar birine benziyor. Onu da elde ettik mi % 40’a ulaşırız. Öyleyse
fırsatını bulunca isyan edelim.’’
ALGI OLUŞTURMA MI, ZİHİN
KONTROLÜ MÜ?
Peygamber efendimizin (SAV) zalim
yöneticilerin değiştirilmesiyle ilgili birçok hadisi vardır, ama neden % 40 oranı verilmektedir? Böyle bir hadise
hiçbir yerde rastlamadım. Bu, genç
beyinlere verilen bir şifre mi? Algı oluşturma mı? Zihin kontrolü mü?
***
Birçok saf, temiz, dindar Müslümanların verdikleri paralarla ‘eğitim’ adı altında birçok okullar
açtılar, yurt içinde ve dışında. Bu okullarda binlerce öğrenci yetiştirdiler,
eğittiler, okuttular. Bunları devletin kurumlarına yerleştirdiler; kimi hak ederek, kimi YGS, LYS ve KPSS sınavlarında yolsuzluk yapılarak.
***
Hiçbir zaman % 40’a
ulaşamayacaklarını anladıklarında devletin kurumlarına sızarak ‘darbe’ yapıp
yönetime ‘el koymayı’ düşündüler, hem de bir Cuma günü !.. Tesadüf mü? Kimin
için? Arkasında kimler var? Kime, neye ‘hizmet’?
***
Hangi dinde vardır, birinin hakkını bir başkasına peşkeş çekmek? Birisi
hak ettiği halde ömür boyu yoksulluk çekecek, intihara bile kalkışacak hak
ettiği yere gelemediği için; onun yerine giren ise ömür boyu rahat edecek
haksız yere!... Bu ‘kul hakkı’ değil mi?
***
Artık millet uyandı. ‘Takke
düştü, kel göründü’. Bu millet ‘birlik beraberliğimizi bozanları’ çok
iyi biliyor. Kimin, neye hizmet ettiğini çok iyi biliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder