İLDEM’DE YÜKSELEN DEĞER: ŞEHİT SAİM ÇELİK

 

EDİP EDEBALİCE

                "Allah yolunda öldürülenlere 'ölüler' demeyin. Aksine onlar diridirler. Ancak siz fark edemiyorsunuz." (Bakara, 2/154)

***

Yıl 1993… Yer Tunceli - Pülümür… Terör örgütü PKK’ya karşı yürütülen temizlik harekatında öğretmen Saim Çelik şehit edilmiştir. Bugün olduğu gibi o günde tam 17 ülke militanı, keskin nişancıları orada… Ermeni, Sırp, İsrail, Rus, İran, Amerikan, Alman, Yunan, … birleşmişler; ‘Büyük Ortadoğu’yu şekillendiriyorlar, Türkiye’nin gücünü hesaba katmadan.

***

Yıl 2016… Yer adını şehidimizden alan Şehit Saim Çelik Çok Programlı Anadolu Lisesi…  ‘Şehitler Haftası’ nedeniyle bir program düzenlenir. Programa şehidimizin ailesi de davet edilir. Şehidimizin babası, halası ve ablası teşrif eder. Annesi rahatsız olduğu için katılamaz.

***

Önce 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi´nin 101.yılı dolayısıyla  gerçekleştirilen Şehitleri Anma fotoğraf sergisi açılmıştır. Sergiyi okul müdürü Ali Temurlenk ile şehit babası Mehmet Çelik birlikte açmıştır. Daha sonra tiyatro salonundaki etkinliğe katılınmıştır.

            ***

Şehidin ailesi gayet metanetli idi. Baba bizlere bir şehit babası olarak  yaşlı bir eş, bir kız ve bir erkek evladını bıraktığını belirtti. Çocuklarının, babasını henüz hatırlayamayacak bir yaşta toprağı verdiğini, büyüğü olan kızın Hukuk Fakültesinde (İstanbul Aydın Üniversitesi) okuduğunu anlattı. Baba Mehmet Çelik, Şehit Öğretmen Saim Çelik in kabrinin Kartal Şehitliğinde meftun olduğunu belirtti.  “Allah verdi, Allah yolunda şehit oldu” dedi.

Baba Mehmet Çelik; “ Oğlum lise yıllarında da temiz ve ahlaklı bir öğrenci idi. Temiz bir arkadaş ortamı vardı. İnançlı bir genç idi. Eğitimi ve okumayı severdi. Üniversiteye Ankara’ya gitti. Orada da temiz bir ortamda kaldı… Asla boş yere para istemezdi. İsrafı da sevmezdi. Tutumlu bir gençti... Bizleri o dönemde de üzmezdi... Arkadaş çevresine karşıda vefalı idi. Sık sık ev telefonuyla da arkadaşlarının hâl-hatırını sorardı. Yaz tatillerinde bizlere yardımcı olur, bol bol kitap okurdu… Namazını asla terk etmezdi... Okul bitti, evlendirdik. Göreve başladı. İki çocuğu oldu…

 Askerlik meselesi vardı. Tunceli çıktı. Terörün kol gezdiği yıllar... Ziyaretine gittik. Bizlere kaldıkları yeri gösterdi, arkadaşlarını tanıştırdı. Karakol içerisinde bir mescit oluşturduklarını ve bunun için çok sevinçli olduğunu, arkadaşlarıyla beraber buradan namazlarını kılabildiklerini sevinerek anlatmıştı.” dedi.

Baba Mehmet Çelik; “Kolay değil, ben babayım... Dışarı çıkıyorum, değişik ortamlara giriyorum. Ancak annesi çok içine kapandı, gözyaşları kurudu. Pek dışarıya da çıkmaz. Hastalıkları arttı. Sık sık hastaneye gider olduk… Eve makine aldık, onunla yaşar oldu. Nefes darlığı da arttı. Rahatsızlıkları da arttı.”

‘’Tek tesellimiz şehâdet mertebesi. Çok şükür oğlum Allah yolunda, iman yolunda, bayrak yolunda şehit düştü.’’ dedi.  

‘’Elhamdülillah.’’ deyip, elini yüzüne sürdü.

Salondakiler çok duygulanmıştı. Yoğun bir duygu seli yaşanıyordu. Bu duygu seline okul müdürü Ali Temurlenk’in,  şehit ailesine Türk bayrağına sarılı Kuran-ı Kerim hediye etmesi başka bir anlam kazandırdı.

***

Bir ayeti Kerime’de; "Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın. Aksine onlar diri olup Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar. Allah’ın lütfundan kendilerine vermiş olduklarıyla sevinç içindedirler ve arkalarından henüz onlara kavuşmamış olanları, kendilerine bir korku olmayacağı ve üzülmeyecekleri üzere müjdelerler." (Ali İmran, 3/169-170) denilmektedir.

            Bu ayette şehitlerin hem ‘‘Rableri katında rızıklandırıldıkları’’ hem de ‘’arkalarında henüz onlara kavuşmamış olanları müjdelendikleri’’ vurgulanmaktadır. İnşallah şehidimiz, geride kalanlarına şefaatçi olacaktır.

             Hz. Enes (Radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (Aleyhissalatü vesselam) buyurdular ki: “Cennete giren hiç kimse dünyaya geri dönmek istemez, yeryüzünde olan her şey orada vardır. Ancak şehit böyle değil. O, mazhar olduğu ikramlar sebebiyle yeryüzüne dönüp on kere şehit olmayı temenni eder.”

***

Şehidimize Allah’tan rahmet, geride kalanlarına şehidimizin şefaatinin nasip olmasını diliyoruz.