5 Haziran 2016 Pazar

TARİH YAZMAK


TARİH YAZMAK
ALİ İHSAN TOSUN



‘’Tarih; insanların, toplumları etkileyen faaliyetlerinden doğan olayları; zaman ve yer göstererek anlatan, olaylar arasındaki nedensel ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkileşimlerini gösteren bir bilim dalıdır. Tarih, geçmişin olaylarını, kaynak malzemelerin eleştirel bir incelemesine dayanarak, kronolojik bir tutarlılık içinde irdeler, genellikle bunların nedenleri konusunda açıklamalarda bulunur.’’
Tarihçi; olayları bizzat görme imkânına sahip değildir. Yani bir fizikçi veya bir kimyager gibi laboratuvarda gözlemleme imkânından mahrumdur. Ancak, olayları gözlemleyenlerin bıraktıkları belgelere dayanarak takip etmek mümkündür. Geçmiş ise herkese farklı bir ışık altında görünür. Tarihçi yazmış olduğu eserinde mutlaka kendi duygu ve düşüncelerine de yer vermiştir. (1)

***
 
               Tarihi gerçekler;  tarihçilerin yaptığı, belgelere dayalı araştırmalar sonucu yazılır. Bazı ülkelerin parlamentolarında kalkan parmak sayısına göre yazılmaz. Aksi halde bir bilim olan ‘tarihi gerçekler’ siyasete kurban verilmiş olur. Politikacılar bilim adamımı değil ki!... Politik çıkarına göre  ‘kabul’ veya ‘reddet’!... Sonra tarih yazdım de!...

***
Tarih yazmak üç aşamalı bir iştir. Önce milletlerin tarihinde önemli tarihi bir olay yaşanır. Bu olay resmi ve resmi olmayan kurumlar tarafından belgelendirilir. Olayı yaşayanlar, anılarını çeşitli vesilelerle anlatırlar. Yeterli bir süre geçtikten sonra, son aşamada tarihçiler –ki bilim adamlarıdır- bu belge ve anıları, varsa canlı tanıkları da dinleyerek tarafsız bir gözle tarih yazarlar. Çünkü tarih bir bilimdir, çarpıtmaya gelmez.

***
Aslında “Ermeni Sorunu” diye bir sorun yoktur. Bir milletin ‘varlık yokluk’ mücadelesi vardır. Tarihte hiç devlet kuramamış Ermenilerin Anadolu’da Batılıların da teşvikiyle devlet kurma mücadeleleri vardır hiç hakları olmadıkları halde. Ermeniler Anadolu’da binlerce yıl hep başka devletlerin himayesinde yaşamışlardır. Bu devletlerden hep zulüm görmüşlerdir. Ne zaman ki Türklerin himayesinde yaşamaya başlamışlar; mutlu, özgür bir hayat sürdürmüşlerdir.

                ***
                Ermeni sorunundan nemalanan başka ülkeler vardır, güçlü Türkiye istemeyen. Özellikle Batılılar kendi katliamlarına bakmadan ‘Ermeni yalanını ‘ fırsat bilerek köşeye sıkıştırmaya çalışmaktadırlar. Yutarlarsa!…

Bazı ülkelerin parlamentolarında parmak sayısına göre “Ermeni Tasarısı’nı oylamaktadırlar. Dün Fransa, İsviçre, Danimarka; bugün Almanya!... O Almanya ki Birinci Dünya Savaşı’nda müttefikimiz idi.
Sahi, neden girmiştik Birinci Dünya Savaşı’na?!... Almanya için değil mi?

***
Olayın aslı Cumhurbaşkanımızın AB’nin dayatması ‘Terörle Mücadele Yasası’nı değiştiremeyeceğimizi kesin bir dille reddetmesi sonucu alınan siyasi bir karardır. Çünkü ‘Terörle Mücadele Yasası’  Türkiye için terörün bitirilmesinde hayati bir öneme sahiptir.

***
Dünya her yıl 24 Nisan’da Amerikan Başkanının iki dudağının arasından çıkacak söze kilitlenmiş, beklemektedir; “Ermeni soykırımı yapılmıştır, yapılmamıştır.”   Bu defa 24 Nisan’ı da bekleyemediler, Almanya’da.
Sevsinler sizin soykırım anlayışınızı, insan hakları anlayışınızı, demokrasi anlayışınızı, çağdaş değerlerinizi.

***
Batı; barbar göçlerin kılıç artığı olarak çıkmıştır ortaya. “Kavimler Göçü” sonucu ortaya çıkan Avrupa, ne zaman medeni oldun da soykırımı parlamentolarında parmak hesabı oylayarak karar veriyorsun!
Önce gel Müslüman Türk’ten öğren de medeniyetten bahset!...
Edebalice kalın!...


NOT (1); Mübahat S.Kütükoğlu
(Tarih Araştırmalarında Usûl, 1998, s.1-35 - özet)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder