TARİH YAZMAK
ALİ İHSAN TOSUN
‘’Tarih; insanların, toplumları etkileyen faaliyetlerinden doğan
olayları; zaman ve yer göstererek anlatan, olaylar arasındaki nedensel
ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı
etkileşimlerini gösteren bir bilim dalıdır. Tarih, geçmişin olaylarını, kaynak
malzemelerin eleştirel bir incelemesine dayanarak, kronolojik bir tutarlılık
içinde irdeler, genellikle bunların nedenleri konusunda açıklamalarda
bulunur.’’
Tarihçi; olayları bizzat görme imkânına
sahip değildir. Yani bir fizikçi veya bir kimyager gibi laboratuvarda
gözlemleme imkânından mahrumdur. Ancak, olayları gözlemleyenlerin bıraktıkları
belgelere dayanarak takip etmek mümkündür. Geçmiş ise herkese farklı bir ışık
altında görünür. Tarihçi yazmış olduğu eserinde mutlaka kendi duygu ve düşüncelerine
de yer vermiştir. (1)
***
Tarihi gerçekler; tarihçilerin yaptığı, belgelere dayalı araştırmalar sonucu yazılır. Bazı ülkelerin parlamentolarında kalkan parmak sayısına göre yazılmaz. Aksi halde bir bilim olan ‘tarihi gerçekler’ siyasete kurban verilmiş olur. Politikacılar bilim adamımı değil ki!... Politik çıkarına göre ‘kabul’ veya ‘reddet’!... Sonra tarih yazdım de!...
Tarihi gerçekler; tarihçilerin yaptığı, belgelere dayalı araştırmalar sonucu yazılır. Bazı ülkelerin parlamentolarında kalkan parmak sayısına göre yazılmaz. Aksi halde bir bilim olan ‘tarihi gerçekler’ siyasete kurban verilmiş olur. Politikacılar bilim adamımı değil ki!... Politik çıkarına göre ‘kabul’ veya ‘reddet’!... Sonra tarih yazdım de!...
***
Tarih yazmak üç aşamalı bir
iştir. Önce milletlerin tarihinde önemli tarihi bir olay yaşanır. Bu olay
resmi ve resmi olmayan kurumlar tarafından belgelendirilir. Olayı yaşayanlar,
anılarını çeşitli vesilelerle anlatırlar. Yeterli bir süre geçtikten sonra, son
aşamada tarihçiler –ki bilim adamlarıdır- bu belge ve anıları, varsa canlı
tanıkları da dinleyerek tarafsız bir gözle tarih yazarlar.
Çünkü tarih bir bilimdir, çarpıtmaya gelmez.
***
Aslında “Ermeni Sorunu” diye bir sorun yoktur. Bir milletin ‘varlık yokluk’
mücadelesi vardır. Tarihte hiç devlet kuramamış Ermenilerin Anadolu’da
Batılıların da teşvikiyle devlet kurma mücadeleleri vardır hiç hakları
olmadıkları halde. Ermeniler Anadolu’da binlerce yıl hep başka devletlerin himayesinde
yaşamışlardır. Bu devletlerden hep zulüm görmüşlerdir. Ne zaman ki Türklerin himayesinde
yaşamaya başlamışlar; mutlu, özgür bir hayat sürdürmüşlerdir.
***
Ermeni sorunundan
nemalanan başka ülkeler vardır, güçlü Türkiye istemeyen. Özellikle Batılılar kendi
katliamlarına bakmadan ‘Ermeni yalanını ‘ fırsat bilerek
köşeye sıkıştırmaya çalışmaktadırlar. Yutarlarsa!…
Bazı ülkelerin parlamentolarında parmak sayısına göre “Ermeni
Tasarısı’nı” oylamaktadırlar. Dün Fransa, İsviçre, Danimarka; bugün Almanya!...
O Almanya ki Birinci Dünya Savaşı’nda müttefikimiz idi.
Sahi, neden girmiştik Birinci Dünya Savaşı’na?!... Almanya için değil
mi?
***
Olayın aslı Cumhurbaşkanımızın
AB’nin dayatması ‘Terörle Mücadele
Yasası’nı değiştiremeyeceğimizi kesin bir dille reddetmesi sonucu alınan
siyasi bir karardır. Çünkü ‘Terörle
Mücadele Yasası’ Türkiye için
terörün bitirilmesinde hayati bir öneme sahiptir.
***
Dünya her yıl 24 Nisan’da Amerikan Başkanının iki
dudağının arasından çıkacak söze kilitlenmiş, beklemektedir; “Ermeni
soykırımı yapılmıştır, yapılmamıştır.”
Bu defa 24 Nisan’ı da
bekleyemediler, Almanya’da.
Sevsinler sizin soykırım
anlayışınızı, insan hakları anlayışınızı, demokrasi anlayışınızı, çağdaş
değerlerinizi.
Batı; barbar göçlerin kılıç artığı olarak çıkmıştır ortaya. “Kavimler
Göçü” sonucu ortaya çıkan Avrupa, ne zaman medeni oldun da soykırımı
parlamentolarında parmak hesabı oylayarak karar veriyorsun!
Önce gel Müslüman Türk’ten öğren de medeniyetten bahset!...
Edebalice kalın!...
NOT (1); Mübahat
S.Kütükoğlu
(Tarih Araştırmalarında Usûl, 1998, s.1-35 - özet)
(Tarih Araştırmalarında Usûl, 1998, s.1-35 - özet)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder