11 Mayıs 2016 Çarşamba

İlginç Bir Çıkarım KUL HAKKI


ALİ İHSAN TOSUN
                www.edebalice.blogspot.com.tr

                Mal sahibi, mülk sahibi
                Hani bunun ilk sahibi
                Mal da yalan mülk de yalan
                Gel biraz da sen oyalan
Yunusça düşünürsek, bu dünya nimetleri gelip geçicidir.

***
Birisi, bir kişinin hakkını yediğinde gerçekte bir kişinin hakkını mı yemiş oluyor.?
                Bence hayır!...
                Peki neden?!...

                ***
Allah-ü Teâlâ Evren’i yaratırken neredeyse O (sıfır) boyutuna yakın bir enerji kitlesine ‘ol’ demiş ve büyük bir patlama ile Evren oluşmaya başlamıştır; yaklaşık 13 milyar 700 milyon yıl önce. 
                Büyük patlama’ ile 10 üzeri 43 derecede muazzam bir enerji açığa çıkmıştır. Bu o kadar büyük bir enerji ki 1’in yanına 43 tane 0 konularak yazılan ama söylenemeyecek kadar büyük, beyaz, parlak bir enerji… Nur…
                 Bu enerji etrafa saçılarak yavaş yavaş soğumaya başlamıştır. Soğudukça gaz bulutu olan gezegenler önce sıvı, sonra da katı hale dönüşmüştür. Bugün hala gaz bulutu halinde bulunan Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün gibi gezegenler bulunmaktadır. Bu gezegenlerin merkezlerinde sıvı bulunmaktadır. Demek yeterince soğuduğunda bu gezegenler de katı hale dönüşeceklerdir.
                Ne zaman ki Evren’in ortalama sıcaklığı -270 (eksi 270) dereceye kadar soğuyarak galaksiler, galaksilerin içindeki gezegenler oluşmuştur. Dünya’da canlılar oluşmaya başlamıştır.
                Evren’de 200 milyar Galaksi, her Galakside 200 milyar Güneş Sistemi gibi yıldız bulunduğu varsayılmaktadır. Gezegenimizin de içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi de bu şekilde oluşmuştur. Merkezde Güneş,  Güneş’in etrafında belli bir yörünge etrafında dönen gezegenler… Bu da Evren’in genişliği hakkında az çok bilgi verir.

                ***
                Güneşin kara deliğe dönüşüp yok olması için en az 8 kat daha fazla kütleye sahip olması gerekir. Güneş ve benzeri kütlede yıldızlar önce şişip kırmızı dev haline gelirler. Birkaç kez şişip büzüştükten sonra hidrojenden oluşan dış katmalarını uzaya bırakırlar. Ardışık füzyon tepkimelerinden sonra merkezi karbon ve oksijenle dolmuş ve Dünya’mız boyutlarına kadar sıkışarak küçülen sıcak merkez, bir ‘beyaz cüce’ olarak açığa çıkar. Güneşimizin bir beyaz cüce haline gelmesi için de yaklaşık 5 milyar 500 milyon yılın geçmesi gerektiği düşünülmektedir, bilim adamlarınca.’’
                Bu oluşumda canlıların yaşaması hangi sürede sona erer bilinmez.

                ***
                Kur’an-ı Kerim’de kıyametin süresi hakkında peygamberlere dahi bilgi verilmemiştir. Onun süresi ancak Allah katında malumdur, Allah’ü âlem.

                ***
                Kıyametin ne zaman kopacağını ancak Allah bilir. Belki 1 saniye sonra, belki milyarlarca yıl sonra!...
                Diyelim ki milyarlarca yıl sonra kopacaksa, birisi, bir kişinin hakkını yediğinde gerçekte bir kişinin hakkını mı yemiş oluyor?
                Bence hayır!...
                Çünkü,  o kişinin eşinin, anne ve babasının, çocuklarının, torunlarının, torunlarının torunlarının da…  hakkını yemiş olur, Allah esirgesin!... Kıyamete kadar bu insanın neslinden türeyecek insan sayısını bilemeyiz. Belki de milyarlarca…
                Öyleyse birisi, bir kişinin hakkını yediğinde gerçekte sadece bir kişinin hakkını yemiş olmaz. O kişinin sulbünden gelen milyarlarca kişinin hakkını yeme olasılığını da düşünmelidir.
İlginç bir çıkarım değil mi?

***
Temel, günahından dolayı öbür dünyada cehennemin ‘birinci’ katına atılmış; ‘’Uşiyruum.’’ diye bağırıyormuş. İkinci kata atılmış; yine ‘‘Uşiyruum.’’ diye bağırıyormuş. Her ‘’Uşiyruum.’’ deyişinde bir kat aşağı atılıyormuş. En aşağıdaki yedinci kata inince sesi kesilmiş.
Temel’den hiç ses çıkmıyormuş. Zebaniler merak etmişler; ‘’Temel’in sesi kesildi. Gidip bakalım!’’ demişler.
Cehennemin en kızgın kapısını açınca;  ‘‘’Uşiyrum.’’.  Çapuk kapii örtun.’’ demiş. Daa yenu isindum.
Temal cibu duşunanlar paşka!... Kul hakku  yemaa tevam edabilular, uşiiilaasa, Ellah’tan korkmedan!...

1 yorum: