3 Mayıs 2016 Salı

KUTLU DOĞUM


Peygamber Efendimiz (SAV), 20 Nisan 571 tarihinde(Rebiül Evvel 12) Pazartesi günü tân yeri ağarırken Mekke’de ‘’âlemlere rahmet’’ olarak gönderilmiştir. (Ey Muhammed!) biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.’’ (Enbiya 107)

                O'nun doğduğu sabah, âlem başka bir âlem oldu, cihan nurla doldu. O'nun teşrifleri sıradan bir olay değildi. Yeni bir dinin, kıyamete kadar sürecek son dinin müjdecisiydi.

Peygamber Efendimiz (SAV) doğduğunda birçok olağanüstü olaylar meydana geldi.

KUR’ÂN-I KERÎM’E GÖRE PEYGAMBERİMİZ

Peygamberler, bizler gibi bir beşer (insan) olarak yaratılmışlardır. Onlar da doğar, büyür, yer, içer ve vadesi yettiğinde ölürler. Peygamberlerin biz insanlardan farkı, seçilmiş olmalarıdır. Onlar; hiçbir insana verilmemiş olan Allah’ü Teâla ile melekleri vasıtasıyla doğrudan iletişime girmeleridir. Allah’tan aldığı emirleri insanlara iletmeleridir. Bu yüzden kul ile Allah arasında iletişimi sağlayan yegâne varlıklardır. De ki: "Ben de sizin gibi ancak bir beşerim. Ne var ki, bana ilâhınızın ancak bir ilâh olduğu vahyolunuyor. Onun için her kim Rabbine kavuşmayı arzu ederse iyi amel işlesin ve Rabbine yaptığı ibadete hiç kimseyi ortak etmesin." (Kefh 110)

Güzel ahlâk üzerine gönderilmiştir. Çünkü O, örnek bir kişidir. Kıyamete kadar sürecek son dinin peygamberidir. Öyleyse bu dinin kıyamete kadar bozulmaması gerekir. ‘’Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.’’ (Kalem 4)

’’ Şanım hakkı için muhakkak ki size Resullulah'ta pek güzel bir örnek vardır. Allah'a ve son güne ümit besler olup da Allah'ı çok zikreden kimseler için.’’ (Ahzab 21)

Kur’an bu dinin bir anayasa kitabıdır. Bütün konuların Kur’an’da yer alması mümkün değildir. Onları açıklaması, uygulaması peygamberlere verilirmiştir. Peygamberimiz (SAV) Kur’an’ı en iyi açıklayan, yorumlayan ve uygulayandır. Örneğin; ‘’ Hem namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.’’ (Bakara 43) ayetindeki ‘namazı nasıl dosdoğru kılacağımızı, zekâtı kimlerin ne miktarda vereceğini, nasıl rükû edeceğimizi bize bildiren Peygamberimiz (SAV)’dir.  

’’Biz o peygamberleri mucizelerle ve kitaplarla gönderdik. Ey Peygamberim! Sana da Kur'ân'ı indirdik ki, insanlara vahyedileni açıklayasın. Belki onlar da düşünürler.’’ (Nahl 44)

Haram ve helalı İlahî vahiyle bilme, bildirme özelliği vardır. Çünkü Peygamberimiz (SAV) Allah’tan aldığı Kutsî hadislerle hüküm vermektedir. Allah O’na o yetkiyi vermiştir. Yanlış hüküm verse hemen uyarılmaktadır. ’’Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir.’’ (Nisa 59)

Peygamberimiz (SAV) mü’minlere kendi nefislerinden daha yakındır. Sıkıntıya düşmelerini istemez. Mü’minlere şefkatli ve merhametlidir. ’’Ant olsun size içinizden öyle bir peygamber geldi ki, gayet izzetli ve şereflidir. Sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir üstünüze titrer, müminlere gayet merhametli ve şefkatlidir.’’ (Tevbe 128)

Gaybı bilmediği, gaybdan vahiyle haberdar edildiği şu ayetle belirtilmiştir: ‘’İşte bunlar gayb haberlerindendir. Bunları sana vahiyle bildiriyoruz. Bundan önce bunları ne sen bilirdin, ne de kavmin. O halde sabret, akıbet muhakkak muttakilerindir.’’ (Hûd 49

O’nun en büyük mucizesi Kur’an-ı Kerîm’dir. ’’Ey Muhammed! De ki: "Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler bu Kur'ân'ın benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine yardımcı olsalar bile, yine onun bir benzerini meydana getiremeyeceklerdir." (İsra 88)

’’Yoksa "onu kendi uydurdu" mu diyorlar? O halde sen de onlara de ki: "Haydi siz de onun gibi uydurulmuş on sûre getirin. Allah’tan başka çağırabileceğiniz kim varsa onları da yardıma çağırın. Eğer doğru söylüyorsanız" (bunu yaparsınız). (Hûd 13)

"Onu o (peygamber) uydurdu" mu diyorlar? De ki; "Haydi siz de onun gibi bir sûre getirin ve Allah'tan başka, çağırabileceğiniz kim varsa onu da yardıma çağırın. Eğer sözünüzde sadık iseniz (bunu yapın). (Yunus 38)

Peygamberimiz (SAV) da kendi dilinden; ’’Peygamberlerden hiçbir peygamber yoktur ki ona mucizelerden (kendi zamanlarındaki) insanların inandıkları kadar verilmiş olmasın. Mucize olarak bana verilen ise, ancak Allah’ın bana vahyettiği (Kur’an-ı Kerîm’dir. Bundan dolayı kıyamet gününde ben peygamberlerin en tâbii bulunanı olacağımı ümit ederim.’’ (Buhari, Fedâilü’l Kur’an 1; Müslim, İmân 239

Peygamberimiz (SAV) Allah’ın izniyle bütün mü’minlere kıyamet günü şefaatçi olur inşallah.
 
.                                                                                                                                Ali İhsan TOSUN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder